5 Mart 2010 Cuma

coses que et poden passar pel cap quan tens 25 anys*

Ne yapacağını bilemediğimde ilacım kitap okumakmış. Bu hafta öğrendiklerim arasında en çok hoşuma giden bu oldu. Genelde iyi okurum; bu hafta mükemmel okudum. Günde bir roman diyebiliriz aşağı yukarı. Bu yazının esini ve başlığı da şu anda yanımda duran kitaptan gelmekte biraz.

Sonra biraz da rizomsadı -aslanlar gibi bir Türkçe ile: 'dallanıp budaklandı' diyebiliriz. Rizom meselesi de Sanat Tarihi yüksek lisansı yapmanın getirdiği bir entellektüel deformasyon... Olmayacak iş ama, tek cümleyle özetlemek istersek rizom: ard arda ya da üst üste eklemlenme modeline -ki buna arboresans da diyebiliriz- karşı bütünü oluşturan noktaların ağımsı bir biçimde çoğaldıklarını savunan model.

Kafa ütülemeden şöyle de diyebilirdim: 25 deyince aklım 20'ye gitti. Oradan da Aznavour'un bir şarkısına. Tam o aralar okuduğum bir başka kitapta Joan Manuel Serrat'ın da 20'li yaşlarla ilgili bir şarkısı olduğunu öğrendim. İki şarkının başlıkları arasındaki farkın önemli olduğunu düşündüm bir ara. Başka şeyler de düşündüm de...

Charles Aznavour 'Hier encore j'avais vingt ans' diyor: Daha dün 20 yaşındaydım.
Joan Manuel Serrat ise 'Fa vint anys que tinc vint anys', yani: 20 yıldır 20 yaşındayım.

Genelde Aznavour'a yakın ruh halime karşı Serrat'a hak veren aklım. Yani 'daha dün...'e yatkınlığıma karşı Serrat'ın hala gençlikten dalgalanan sesinin verdiği heyecan.

Müzik ruhun gıdasıdır.

* 25 yaşında aklından geçebilecek şeyler. Llucia Ramis'in Coses que et passen a Barcelona quan tens 30 anys (30 yaşında Barselona'da başından geçen şeyler)romanına gönderme başlığı.

** Joan Manuel Serrat'ın Mediterráneo şarkısını özellikle tavsiye ederim. Yakınlarda bir Katalan müziği yazısı yazmayı umarım.

Hiç yorum yok: