24 Eylül 2008 Çarşamba

Barselona metrosunda mahsur kalmak...

24 Eylül Mercè şenliklerinin son günü. Asıl bayram günü yani.

Öğlen Belediye ve Yerel Hükümetin karşılıklı binalarda yer aldığı Jaume (Jauma) meydanında Barselonalı 'Castellers' (Şatocular) denen ekiplerin gösterisi vardı. Bu şatocular birbirlerinin üstüne tırmanarak insandan kuleler oluşturuyorlar, kulelere de 'castell' yani şato adı veriliyor. Yerde, en alttaki elemanın etrafını saran ekip ona destek vererek dengede kalmasını sağlıyor. Kule yükseldikçe yukarı tırmananların yaşı da küçülüyor. En üsttekilerin en hafif olmasını sağlamak için genelde kulenin zirvesinde ilkokul çağındaki kız ve erkekler oluyor. Başlarında kasklarıyla... Zirveye çıkan küçüklerin kask takması birkaç ölümlü kazadan sonra kural haline gelmiş. Gösterinin sonunda, en son yapılan kulenin zirvesindeki küçük çocuğu belediye başkanı bir iple yukarı çekerek belediyenin balkonuna alıyor ve böylece kule gösterisi sona eriyor.

Daha sonra, akşamüstü, La Rambla boyunca 'Devler ve Canavarlar' geçit töreni yapılıyor. Dev kuklalar peşlerindeki çeşit çeşit (okul orkestrasından Afrika ritim müzikleri yapan gruplara kadar yayılan geniş bir yelpaze) müzik ekipleriyle birlikte Rambla'nın iki tarafına toplaşmış kalabalığın arasından dans ederek ilerliyorlar.

Asıl büyük şamata ise gece 10'da Plaza Espanya'da kopuyor. Montjuïc dağına bakan bu meydanda önce Sihirli Çeşme'deki sular rengarek dans ediyor. Ardından 45 dakika aralıksız devam eden bir havai fişek gösterisi yapılıyor. Aslına bakarsanız, her popüler şarkının en bilinen 10 saniyesini alıp ard arda dizerek oluşturulmuş, üstüne biraz da ünlü televizyon dizilerinin jeneriklerinden dökülmüş (ki Dallas bile vardı mesela) fon müziği yeterince baş döndürdüğünden havai fişekler biraz sönük kalıyor =P Bir de tabii babalarının sırtında gösteriyi tam ekran izleme şansına sahip olan çocuklar arka sıraların şansını biraz azaltmış oluyor. Beni en çok etkileyense Plaza Espanya'daki muhteşem insan kalabalığı ve bu kalabalığa rağmen hiç bir tatsızlıkla karşılaşmamış olmamdı. (Benimle Nişantaşı sokaklarında bir Yılbaşı gecesi geçirmiş olanlara sesleniyorum: o kalabalığı -en az- 10'la çarpıp rahatsızlığı 100'e bölün)

Başlığa gelince: Barselona'nın her yanından insanlar Plaza Espanya'ya doğru muhtelif şekillerde akarken biz de -bir arkadaşla- metroyu denemeye karar verdik. Ne var ki ikinci duraktan sonra tren istasyondan çıkamadan durdu, alarm çalmaya başladı ve tam bu sırada önümdeki turist bayan bayıldı. Yere yığıldı diyemiyorum çünkü yığılabileceği bir yer yoktu... Etrafımızdakilerin olaya el koymasıyla önce iki tıp öğrencisine, ardından bir miktar suya ve en son da bir görevliye ulaşarak (son vagonda olmamızın verdiği şansla) kondüktör bölmesinin kapısından hem bayanı çıkardık hem de kendimizi dışarı attık. Geri kalan yolu da yürüyerek aldık.

Bir de : Katalan Ulusal Radyosu'nun 25. yılıymış bu yıl, tören boyunca ısrarla tekrar ettiler de bunu. (Katalanca olarak tabii)

Hiç yorum yok: