4 Mart 2009 Çarşamba

Cześć tothom! *

Vigoluların dilinde A Coruñalılar Turcos ise ispanyolların çoğu için katalanlar da Polacos yani 'Polonyalılar'. Başta kültürel, politik ve linguistik nedenlerle dillere yer etmiş bu 'dışlayıcı' adlandırma. Kültürel ve politik sebepler malum, katalanlar milliyetçi ve ayrılıkçı tavırlarını yüzyıllardır korumuşlar. Dile gelince, şurda (ispanyolca) yazdığına göre orduda kendi aralarında konuşan katalanları anlamayan diğer ispanyol askerler onları kendilerine yabancı gördükleri için bu ismi takmışlar. Aslında, ispanyolca biliyorsanız katalancayı ilk duyduğunuzda daha çok 'amanın ispanyolca hiçbir şey anlamıyorum, neden anlamıyorum?!?!' demek geliyor içinizden.

Her ne kadar bu adlandırma esasında bir miktar hor görme içerse de katalanlar durumu gayet benimsemiş görünüyorlar. Bu biraz da bazılarının gözünde İspanya'nın Rusya'ya eş olmasından kaynaklanıyor sanırım. Zira yukarıdaki linkte yer alan yazıya yapılan yorumlardan birinde 'Katalunya Rusya'nın Polonya'sıdır' deniyor. Tarihi ve yazarı hatırlamıyorum; Zapatero'nun G8'e katılmak için Sarkozy'nin peşinde koştuğu ve fransız liderden 'Sizi çağırırsak Polonya'yı da çağırmamız lazım' gibi bir cevap aldığı günlerde La Vanguardia'daki köşe yazılarından birinde şöyle deniyordu: 'Eyvah, kabak yine bizim başımıza patlayacak!'.

Madem bir önceki yazıda katalan televizyonculuğunun adı geçti; bahsettiğim linguistik fenomenle bağlantılı bir örnek vereyim sizlere katalan televizyonlarından. TV3'de her perşembe akşamı Polònia adlı politik-satirik bir program yayınlanıyor. Polònia'nın kahramanları arasında gündemde iz bırakan -katalan olsun olmasın- her türlü ismi bulmak mümkün. Hugo Chávez, Kraliyet Ailesi, Katalunya Hükümeti Başkanı, ünlü aşçı Ferran Adrià vb. Alaya alınan konuların bazılarını anlamam mümkün olmuyor haliyle. Ama giderek gündemdeki isimleri tanıdıkça Polònia'yı takip etmek de kolaylaşıyor. Programın bence en başarılı yönleri makyaj ve konsept-grafik tasarım. Türk mizah programcılığının makyaj yönüne hakim değilim elbette. Ama bir örnek vermek gerekirse bizim aklımızda Levent Kırca'dan kalmış saatler süren makyaj ritüeli gibi Polònia'daki makyaj sistemi de. Ayrıca ilk defa Polònia'da taklidini/ikizini gördüğüm birini sonradan gazete ya da televizyonda görünce tanıyabiliyorum mesela.

Tasarıma gelince, tipografisinden jeneriğine ve, en akıllıcası da, jenerik öncesi ve kapanış sonrası sponsor reklamlarına kadar programa dair her şeye sovyetik motifler başarıyla uygulanmış.

Konsept tasarımının doruğa ulaştığı noktaysa Crackòvia: Crackòvia Polònia'nın 'kardeş' programı ve futbolistik versiyonu. Tabii merkezinde de Barça(Barsa)-Real Madrid ikilisinin birbirini çekememezliği var. Programın yıldızları Barçalılar özellikle sırma saçlı Puyol, entellektüel teknik adam Pep Guardiola, Arjantin asıllı Messi ... (Aşağıda size bu üçünün yer aldığı bir video ekliyorum.) Ama Real Madrid'in eski başkanı Calderón, eski teknik direktörü Schuster gibi Madridli isimler de kısa zaman öncesine kadar her programda göze çarpıyorlardı. Aslında Barça-Real Madrid çekişmesi de bir nevi politik bir çekişme. En azından ev arkadaşımın futbol haberlerini takip ederken bana yaptığı yorumlardan ben şöyle bir sonuç çıkartıyorum: Bir yandan Barselonalılar aşırı merkeziyetçi buldukları Madrid'e sinir olup bunun acısını onların takımından çıkarmak isterken bir yandan da katalan milliyetçiliğini hafiften alaya alan a-katalan futbol camiası Barselona'nın yabancı ekiplerle yaptıkları maçlarda sanki içten içe yabancı olan tarafı tutuyorlar da arada ağızlarından bunu kaçırıyorlar gibi...





http://www.youtube.com/watch?v=6cFWjSyoXHs


*Cześć: Polonyaca 'merhaba' (okunuşu ??) / Tothom: Katalanca 'herkes' (okunuşu: tutom)

Hiç yorum yok: